Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) ev sahipliğinde Uluslararası Orta Anadolu ve Akdeniz Beylikleri Tarihi, Kültürü ve Medeniyeti Sempozyumu düzenlendi.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Türk Tarih Kurumu, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi ve İslam Tarihçileri Derneği işbirliğinde düzenlenen sempozyum açılışı Atatürk Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Sempozyumun açılış törenine Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Özdemir Şan, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Özel, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, AK Parti İl Başkanı İbrahim Yurdunuseven ile il protokol üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Her sempozyum o beyliğin hüküm sürdüğü topraklarda yapılıyor

Sempozyumun açış konuşmasını gerçekleştiren Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Şeker, 2010 yılından itibaren Anadolu Beyliklerinin tanıtılması ve araştırılması için yoğun çaba gösterdiklerini belirtti. İlk olarak Batı Anadolu Beylikleri ile ilgili araştırmalar yaptıklarının altını çizen Şeker, “Batı Anadolu sempozyumları devam ederken ikinci grup sempozyumları da Orta Anadolu’ya tahsis ettik. Eşrefoğulları Beyliği, Karamanoğulları Beyliği, Ramazanoğulları Beyliği sempozyumlarının ardından çok az bilinen ve kısa ömürleri olan Sahip Ataoğulları ile Turgutoğulları Beyliklerini de ele almak istedik. Her sempozyumun merkez olarak kurulduğu şehirleri tercih ettik” dedi.

Sempozyum geçmişi unutturmak isteyenlere en güzel cevap

Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker ise düzenlenen sempozyumun geçmişe vefa olduğunu ifade etti. Şeker, “Bu toplantı geçmişi unutturmak isteyenlere cevap, bu toplantı bir ihtiyaç, bu toplantı Türkiye Cumhuriyetinin anlaşılması için Osmanlının, Osmanlının iyi anlaşılması için Selçuklunun, Selçuklunun iyi anlaşılması için de beyliklerin iyi öğrenilmesinin altını çizen Osman Turan hocamızın bize bir vasiyetidir. Bu serinin, ülkemizin gençlerinin tarih bilincinin gelişmesi için tamamlanması gerekiyor. İnşallah akademisyenlerin gayretleri ile bu boşluğu doldurmuş olacağız” dedi.

Sahip Ata Fahrettin Ali milletin huzuru için tüm servetini feda etmiştir

Daha sonra konuşan AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak ise Sahip Ata Fahrettin Ali ile ilgili bilgiler verdi. Moğol istilası döneminde Anadolu’nun var olma mücadelesinde Sahip Ata Fahrettin Ali’nin büyük emekleri olduğunu dile getiren Solak, “Bu dönemde Anadolu Selçuklu Devleti fiili olarak Moğol tahakkümü altına girmiş ve Türk milleti maddi ve manevi olarak büyük bir buhrana sürüklenmiştir. Böylesine sıkıntılı bir dönemde Anadolu Selçuklu Devleti veziri olan Sahip Ata Fahrettin Ali büyük bir diplomatik maharetle Moğolların Anadolu’ya yönelik saldırılarını önleyerek hem devletin hem de milletin nefes almasını sağlamıştır. Moğolların bitmek bilmeyen vergi talepleri sebebiyle devlet hazinesi boşaldığında devletin bekası ve milletin huzuru için ömrü boyunca elde ettiği birikimi sarf etmekten geri durmamıştır” diye konuştu. Rektör Solak sözlerine şöyle devam etti:

“Sahip Ata Fahrettin Ali’nin oğulları Tacettin Hüseyin ve Nusrettin Hasan tarafından Afyon ve çevresinde kurulan beylik 1275 – 1341 yılları arasında varlığını sürdürmüştür. Sahip Ataoğulları Afyonkarahisar, Konya, Kayseri ve Sivas gibi şehirlerde yaptırdıkları eserlerle Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasına büyük katkı sağlamıştır. Öte yandan Turgutoğulları uzun süre Anadolu’da varlığını sürdüren Karamanoğullarına bağlı bir Türkmen oymağı olmuştur. Karamanoğulları Beyliğinin bel kemiğini oluşturan Turgutoğulları ilk dönemlerde Osmanlı – Karamanoğulları mücadelesinde önemli rol oynamıştır. 15 yüzyılın başlarında Konya ve çevresinde önemli eserler ortaya koyan Turgutoğulları burada çeşitli yerlere adını verecek kadar bölge tarihinine damga vurmuşlardır.”

Anadolu’nun fethi Amerika’nın keşfi kadar önemli

Afyonkarahisar’ın Anadolu’nun kilidi olduğunu söyleyen Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ise sempozyumun geçmişe ve atalara saygının yansıması olacağını kaydetti.  Anadolu’nun Türk yurdu olmasının dünya tarihi açısından büyük bir dönemin başlangıcı olduğunu söyleyen Turan şöyle konuştu:

“Dünya tarihinin ve Türk tarihinin en büyük olgularından birisi Diyarı-ı Rum’un Türkiye olmasıdır. Bu Amerika’nın keşfi kadar büyük bir olaydır. Tarihi olayların ölçümü metreyle mezurayla olmaz ama biz bunları öğrencilerimize de basit bir şekilde ifade ederiz. Tarihsel sonuçlar en büyük ölçüdür burada. Anadolu Türk yurdu olduktan sonra Türkiye Selçuklu Devleti kuruldu, bu devlet aynı zamanda rahmetli Yılmaz Özturan’ın ifadesiyle Türkiye Devletinin kuruluşuydu. Bunun yanı sıra Haçlı Seferleri dünya tarihinin en büyük dünya savaşlarından birisidir aslında, bir medeniyet savaşıdır. Bu Haçlı Seferleri Anadolu’nun Türk yurdu olmasının bir sonucudur. Bizans gibi bir medeniyet devinin çöküşü de bu olgunun bir sonucudur. Nihayet Osmanlı Devleti gibi dünya tarihinin gelmiş geçmiş üç büyük devletinden birisinin kuruluşu da bu olgunun bir sonucudur.”

Fahrettin Ali ismini çocuklarımıza verelim

Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ise öğrenmenin yaşının olmadığını söylediği konuşmasında sempozyumda sunulan tebliğlerin kitap haline getirilmesini istediğini dile getirdi. Çocuklara isimler koyarken tarihi karakterlerden ilham alındığını söyleyen Özkaya, “Bir coğrafyada yaşayan büyük insanların isimleri genel olarak çocuklara verilir. Ama Fahrettin Ali ismiyle Afyon’da hiç karşılaşmadım ben. Demek ki bu büyük devlet adamını, komutanı ve veziri yeterince tanımamışız ki çocuklarımıza da ismini verememişiz. Umuyorum ki bu sempozyum buna vesile olur. Tarihine hep bağlı olan bu millet bir büyüğünü daha tanımış ve onun bu coğrafyaya verdiği hizmetlere müteşekkir olarak çocuklarına Fahrettin Ali ismini koyar” şeklinde konuştu.

Anadolu’nun tapusu beylikler döneminde kazanılmıştır

Anadolu’nun tapusunun bin yıldır Türklerde olduğunu söyleyen Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz ise Anadolu topraklarını Türk ve Müslüman yurdu haline getiren beyliklerin ele alınmasının önemli olduğunu kaydetti. Tutulmaz, “bilhassa beylikler döneminde Anadolu’nun tapusu hem Müslümanlık hem de Türklük açısından alınmıştır, artık tapusu bizimdir. Kurtuluş Savaşı başta olmak üzere, bu topraklarda yapılan savaşlar tapumuzu işgal edenlere karşı hakkımızı savunma mücadelesidir ama tapu bu beylikler döneminde alınmıştır” dedi.

Hükümetimizden önce Çanakkale Şehitliği harabe halindeydi

Vali Tutulmaz’dan sonra sempozyumun son konuşmasını yapan Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu ise tüm milletin tarih öğrenmesi gerektiğini vurguladı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı olarak tarihi konuları içeren etkinliklere katılım gösterdiklerini söyleyen Eroğlu, “Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ile kahramanlık destanının yazıldığı yerlerin gelecek nesillere aktarılması için yaptığımız çalışmalar var. Çanakkale destanını biz yazdık ama hükümetimizden önce yabancıların mezarlıkları çiçeklerle bezeliydi. Bizim mezarlarımız harabe şeklindeydi. Ama hükümetimiz, bilhassa Cumhurbaşkanımız, başbakanlığı döneminde ne gerekiyorsa yapın diye bize yetki verdi ve oradaki bütün mezarlıkları ihya ettik. Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi adıyla büyük bir merkez inşa ettik ve hakikaten şuanda 3 milyon vatan evladı, gençlerimiz çocuklarımız orayı ziyaret etti” diye konuştu.

Afyonkarahisar’ın Anadolu’nun kilidi olduğunu söyleyen Eroğlu şöyle konuştu:

“Afyonkarahisar hakikaten Anadolu’nun kilidi, çünkü burada sadece 26 Ağustos’ta değil, önceki dönemlerde de büyük savaşlar gerçekleşti. Daha önce de Anadolu’nun geçiş noktası olduğu için, Haçlı Seferleri sırasında ve Moğol İstilası sırasında büyük zulümler görülmüş. Burada büyük bir tarih yatıyor. Afyonkarahisar 26 Ağustos’ta da büyük zafere misafirlik etmiş, zaferin destanını yazmış. Atatürk ve silah arkadaşları Büyük Taarruz Karargâhından Kocatepe’ye hareket ederek Büyük Taarruz’u başlattı ve düşman denize döküldü. Biz de onun hatırasını yaşatmak için 25 Ağustos’u 26 Ağustos’a bağlayan gece Türkiye’nin her yerinden gelen gençler ile Kocatepe’ye yürüyoruz. Hatta bu sene de temsili atlı birlikler zafer yolunu takip ederek İzmir’e kadar devam etti.”

Sempozyum açılış konuşmasının ardından Bakan Eroğlu ve davetliler tarafından Sahip Ataoğulları eserleri ile Turgutoğulları eserlerinin yer aldığı fotoğraf sergisi ile Selçuklu çinileri sergilerinin açılışı gerçekleştirildi. Serginin gezilmesinin ardından sempozyum Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan’ın moderatörlüğünde düzenlenen oturumla devam etti. Oturumda Prof. Dr. Mikail Bayram tarafından “Sahibiye İli Melikliği’nin İhdası” Prof. Dr. Mehmet Şeker tarafından “Sahip Ataoğullarında Unvanlar ve Sahip Ata Unvanı”, Prof. Dr. Mehmet Ersan tarafından “Sahip Ata Fahreddin Ali’nin Türkiye Selçukluları Devlet Erkânı İçindeki Yerine Dair Bir Değerlendirme”, Yrd. Doç. Dr. İbrahim Balık tarafından “Sahip Ata Fahreddin Ali’nin Yaptırdığı Medreselerin Selçuklu Eğitimindeki Yeri” ve Prof. Dr. Ahmet Taşğın “Dediği Sultan ve Turgutoğulları” başlıklı bildiriler sunuldu.

Toplam 9 oturumda 50’ye yakın bildirinin sunulduğu Uluslararası Orta Anadolu ve Akdeniz Beylikleri Tarihi, Kültürü ve Medeniyeti Sempozyumu 3 Aralık 2017 tarihinde sona erdi.

 

05 Aralık 2017, Salı 217 kez görüntülendi